8 Ağustos 2012 Çarşamba

Olmayan anilar

Yalniz oldugunu hissettiginde anne-babasiyla cekilmis mutluluk dolu resimlerine bakan insanlari hep kiskandim. Hayata yalniz atildigimiz gercegine olan inancim bir yana anne-baba-cocuk(lar) seklinde cekilmis cekirdegin anatomik yapisini irdeleyen bir aile fotografim olmadi hic. Hepimizin ayri cekilmis fotograflarini basit bir photoshop programiyla bir araya getirmek gibi yapay hayallerin pesinden kosturacak gucu buldugumda da bu yalnizlik hissi unutmak konusunda ne derece basarili bir insan oldugumla yuzlesmeme yardimci oldu, hepsi bu kadar.

Bazen gecmis anilarimi yazmayi ozluyorum. Yazabilecegim anilarimi dusunuyorum. Ozellikle de yalnizligimi en cok hissettigim anlarda. Belki de kardesimle beraber yasamak aile eksikligimi bir olcude alikoydugu icin benden, bu anilara da fazla gomulup iclerinden yazmaya deger bir sey bulamiyorum. Cocuklugumda ne kadar geriye dogru gitmeye cirpinirsam, anilarimin sigligi beni bugunun sert zeminine cakili birakiyor. Herkesin sahip oldugu ilk bisiklet anisi, ona kavusabilmek icin gece ateslenip sabaha kadar agladigimi hatirlatiyor bana. Sabahsi babamin sari direksiyonlu 3 tekerlekli bisikleti basucuma birakmasi ise kucuk bir ayrinti. Ya da orta okula kayit yaptiracagimiz zaman okul mudurunun evimize uzak diye beni okula almak istememesi, babam basarili bir ogrenci oldugumu soylediginde mudurun benim yanimda "Bize hepsi basarili diye geliyor, sonra kuruldan ugurluyoruz bunlari" demesi var aklimda. O okulda okurken il genelinde yapilan bir sinavda birinci gelmem degil.


Bunlari dusundukce fark ediyorum, ben usta bir unutkanim. Gecmiste ne var ne yoksa hepsini unutmak konusunda cogunuzdan daha becerikliyim. Ama zihnimin bana oynadigi kucuk bir oyuna yenilmeden beceremiyorum bu isi. Kotuler zihnimde basrol oyuncusuyken iyiler yan rollerde beni selamliyor. Kucuk bir cocuk, bir kiz cocugu, cocuklugunun hayal kahramani babasinin o aglama nobetlerinden sonra basucuna biraktigi 3 tekerlekli bisikleti zihninin bas kosesine koymak yerine o gece cektigi aciyi icinde bir yerlere kaziyor. Okul mudurunun kendisini babasinin yaninda kucumsemesini seneler sonra bugun bile hatirliyor. Kalan ufak ayrintilarsa kaybolan, unutulmus birkac gereksiz hayal nesnesi, anlik mutluluk. Somut kanitlar birakmamis, zamana gomulmus saniyeler butunu.


Bu anilari hatirlamak zorunda kaldigimda daha cok ihtiyac duyuyorum bir aile fotografina. Hicbir zaman olamamis bu fotografi kafamda canlandirmaya calisiyorum bazen. Hicbir zaman poz vermeyi becerememis annem fotografta en solda, yarim bir gulumsemesi, gozlerinde "hemen cekin su fotografi, bir dunya isim var benim" diyen bir ifade. Hemen yaninda babam var. Gozleri gulmekten kisilmis, gorunmuyor. Babamin yaninda ablam, en sagda. Kendinden emin gozlerle, gulumsemekle kaslarini catmak arasi bir ifade var yuzunde. Dudaklarini buzmus, kadraja azarlar gibi bakiyor. Onlarin hemen onunde kardesimle ben variz. Kardesim sagimda. Babamdan sonra en mutlu olan o fotografta. Uzerinde guzel bir elbise var. Yaninda da ben. Fotograf makinesi gorunce yine gerilmisim ama bu fotografin amaci bana yeni anilar yaratmak oldugunu biliyorum, o yuzden en huzurlu da benim. 


Bazen dusunuyorum, zihnim yerine elimde olsaydi bu fotograf daha guclu bir insan olabilir miydim diye. Bu fotografi her elime aldigimda anilarimi guzelden baslayarak yazabilirdim belki o zaman, bilmiyorum. Oyle bi fotograf yok; benim hayal ettigim gulen yuzler, telasli bekleyisler, butun aile sadece benim animsamak istedigim bir zihin aldatmacasi su an. Kotu anilarimin arasinda kayboldugumda bana yol gosterecek bir fotograf.. Keske olsaydin.