30 Ekim 2010 Cumartesi

Mae evde yokken..

Mae'nin 3 gunluk bayram tatilini memlekette gecirmeye karar vermesiyle beraber korktugum haftasonlarindan birini daha geciriyorum. Hic degismez bu haftasonlari.

Oncelikle bir elisiyle ilgilenmeye baslarim, mesela gecen sefer kukla yapmaya baslamistim (ki okulda bayag isime yaradi bu). Bu sefer de origamiye sardim. Hatta internetten origami kagitlari ve modelleri bulabilecegim bir site buldum. Dunden beri o lotus senin bu sakura benim elisi kagitlariyla cebellesiyorum. Siparis edecegim kagitlarim geldiginde bununla ilgili bir yazi da yazacagim.

Elisinden sonraki asama dunya mutfaklarindan evdeki malzeme elverdigince garip bir yemek denemek. Yine gecen sefer meatball marinara soslu penne yapmistim. Aslinda spaghetti olsa daha bir destekli atmis olabilirdim zira simit arasi pesto sos yerken disimi kirmayi basardigim icin feslegen yiyemiyorum, dolayisiyle feslegen de koyamadim icine. Ama allahtan evde penne bulabildim (siradan bir ogrenci evi degil burasi, makarna genelde olmuyor desem yeri). Bu sefer de dolapta buldugum soya sosu ve tavuk gogsuyle soya soslu tavuk sarma, yanina da pilav yaptim. Origamiyle birlesince pek bi seker oldu sofram. Oglen de ramen yedigimi dusunursek gunu daha uygun bir yemekle bitiremezdim sanirim.

Bir baska rutinimse icetea+haribo komasina girmek. Hic sasmaz, Mae yokken gunde en az 1 bucuk litre icetea icip hariboyla seker komasina girerim. Bu sefer de oyle oldu, hatta paraya kiydim bakkaldan 3 liraya icetea green aldim. Evet bunu yaptim cunku BIM'de green tea yok. Haribonun zaten kolalisi haric hayir diyebilecegim bir cesidi yok. Tropik meyveli en sevdigim degil belki ama bakkalda en guzel o gorundu gozume :)

Bu surecin son basamagi Adam Sandler filmlerini tekrardan izlemek, yeterince guldukten sonra da bir tane Japon veya Kore filmi, sonra da aglamalik bir film izlemek. Yine rutin olarak bu filmlerin 2 tanesi en az 35 defa izledigim filmler olmali. Bu sefer Adam Sandler'dan Big Daddy'le basladim, Japon yapimi Koizora'yla devam edip nihayet Das Leben Der Anderen'le bitirdim cok sukur. Daha once izlemeyerek cok dogru bir karar verdigimi fark ettigim Koizora normal sartlarda 10 dakika dayanamayacagim bir film olsa da haftasonu sendromum sagolsun sonuna kadar izledim. Biraz kafam duzelsin diskten de silecegim ama simdilik o da bu haftasonunun anisina kalsin.

Aksam yemegimin bir resmini koymadan gecemeyecegim. Bir yanina da pembis lotusumu ilistirdim ki Mae yokken neler yasadigima dair kanit olsun.



Mae allahtan yarin sabah evine ablacigina geri donecek. Ben de kisa sureli rutin depresyonumdan kurtulacagim. Evden getirecegi ganimetler de aslinda bir yaziya konu olabilir. En guzel haber yesil kek getirecekmis. KPSS donusu yesil kek komasina girmeyi dusunuyorum. Bir de okulda Adriana diye Brezilyali bir ogretmenimiz var, kisir hastasi. Kafama soktu, yanina da kisir yapip evde kucuk capli bir dolar-mark gunu yapabiliriz abla-kardes.

Bilemiyorum, sanirim bu yalnizlik olayi iyice vurmaya basladi. Universite arkadaslari bir yerlere dagildi. Su yasta da yeni arkadas edinmek daha da zor. Okuldakilerin cogu allahlik, iyilerin de en iyi arkadasi ben degilim. Zaten is yuzunden baska ortama girecek zaman da kalmiyor. Bu da bir yana uzun zamandir kimsenin 1 numarali arkadasi olmayinca ya da 1 numarali arkadasim olmayinca bu surec cok daha zor geliyor. E ne oluyor o zaman? Kardesim en yakin arkadasim, tek arkadasim oluyor, o 2 gun evden ayrilinca depresyonum bile rutin surecte geciyor. Cidden ya ben neden arkadas edinemiyorum?

Yarin: Mae donmek uzereyken.. Brokoli haslama, evi toplama, camasir yikama, icetea bitince bakkala inmemekte direnme.. Yok yok yarin tarihin kirilma noktasi, uyanabilirsem KPSS'ye girecegim. Bol sans bana.

Hiç yorum yok: