19 Eylül 2010 Pazar

Expectations vs Reality


Kardesim Mae (okuyucularim icin not: bu adi cokca duyacaksiniz) Teoman'in su an adini hatirlayamadigim bir sarkisini dinlemeye kiyamadigini soylemisti. Buyusu bozulur takintisi da degil, sarki dinlenip bikilmayi, bir kenara atilmayi hak etmiyormus. Bana bunu ilk soylediginde sanirim 15-20 saniye suratina bakakalmistim.

Megersem haksizlik etmisim, daha da kotusunu kendim yapiyormusum. Yatip kalkip izledigim filmleri 10a 15e tamamlayan birisi olarak kiyamadigim bir film var benim de: (500) Days of Summer. Adam akilli 2 defa belki izlemisimdir ya da sevdigim sahneleri izleyip kapatmisimdir. Kesinlikle ask filmi olmadigi yazar afisinde ki gercekten degil, adinin yaptigi cagrisimlara aldanmamak lazim.. Uzgunum ama spoiler vermeyi hic sevmedigim icin ancak bu sekilde ozetleyebilirim filmi. Bir de "Summer Finn is NOT a bitch" derim.

Aslinda yani gelmeye calistigim nokta su ki.. Her kadin biraz Summer Finn. Biraz diyorum cunku ne istemedigini bilen kadin varsa da ne istedigini bilen biraz farazi. Ostrajen seviyemize gore kanmaya meyilimiz yukseliyor: iste kimi zaman tek tas, kimi zaman bir buket cicek, kimi zaman guzel bir aksam yemegi ya da yalandan bir gulumseme. Hop herseyi basa sariyoruz, hayat super, iliski super vs vs. Ama eger yoksa, olmuyorsa kimseyi kandirmamak lazim diyorum. Ve tabi ki anlam cikarilmasin diyorum yazdiklarimdan. Yine de sunu soylemeden bitirmek istemiyorum: ben en azindan gelecekteki hayatlarimdan birinde Summer olarak dogmak istiyorum. Sanirim bu filmi bu kadar ilahlastirmamin nedeni de kendi icimdeki Summer'i 23 senedir arayip hala bulamamis olmam. Neyse..

Son olarak da sanirim filmin en sevdigim sahnelerinden biriyle bitirmek istiyorum.. Hayal dunyasi ve beklenti arasindaki kalinca cizgiyi gorebilmek dilegiyle..

Hiç yorum yok: