18 Aralık 2010 Cumartesi

Bir cumartesi sabahi

Dun gece erken yatayim dedim. Yatakta birkac saatlik debelenmenin ardindan sizdim sanirim. Gece muhtelif saatlerde gozlerimi actim ve nitekim sabahin kor bir saatinde gozlerimi actiktan sonra bir daha kapatamadim. Hala gozlerim acik, beynimde bir uyusukluk, haftaicini aratmayan bir cumartesi sabahi..

Insan ici rahatken uykusu olmasa bile uyuyabilir, en azindan benim icin oyle. Eskiden cumartesi sabahlari "5 dk daha" diye soylendigim, mizmizlanarak sicacik yatagimi terk ettigim zamanlardi. Gune guzel bir kahvaltiyla baslamak da kendime koydugum en guzel odul. Halbuki gunlerdir kahvaltimi sabah sogugunda ard arda 3-5 dal sigara yakarak yapiyorum. Keyif de vermiyor isin kotusu, bogazima kadar gelip dolanlari orada birakmama yardim ediyor sadece. Biliyorum cunku eger bir sigara eksik olursa kuru kalabaligin bir parcasi olan varligim aglama nobeti geciren "zavalli kiz"a donusecek. Bu sabahki kahvaltim da o yuzden farkli degil. Yalniz odamda biri biri ardina yakilan 3-5 dal sigara.

Ben en cok cumartesi sabahlarini severdim. Eskiden kalan bir aliskanlik, her dem tatil, birlikte gecirilen, dolu dolu yasanan saatler demekti benim icin. Sabah mizmizlanarak kalktigimda veya gozumu acar acmaz bilgisayarimi actigimda ya da bilgisayar basinda bir gozum kontoru kalmamis telefonumda, kulagim bilgisayarin ufacik bir tingirdamasinda, heyecanla bekledigim, icimi isitan, bana yasadigimi hissettiren, gelecek hafta nasil bir ruh halinde olacagimi belirleyen, onca zaman sonra bile 2 dakikasi icin omrumden 2 gun veririm diyecek kadar beni comert kilan o guzel cumartesiler yok artik.

Surekli homurdanan, ona buna catan kadin da belli ki o cumartesilerde kaldi. Su an gordugum kadin kullukteki izmaritlerin yaydigi kokuyla beynini uyusturarak kendi kosesinde sessiz sedasiz boslukta kaybolan yansimasini izliyor. Eskiden cumartesi gunleri karsisindaki aynaya bakardi, guzel bir kadin vardi o zamanlarda. Bosluktaki o belli belirsiz kadin gibi daginik saclari arasindaki ufak yaralari tirnaklariyla kaziyarak hala hissedebildigini kendine kanitlamaya calismazdi; vucudundaki her hormon, kalbindeki sicacik kipirti, aynada gordugu o guzel kadin hicbir zaman olmeyecegini fisildardi kulagina. Kazinmaktan kurumus, kan toplamis yaralari da yoktu bedeninde. Guzel bir kadindi.

Tum bu cumartesilerden sonra bugun yine bir cumartesi sabahina uyandigima inanabilmek zor, canimi acitiyor. Bugun baska bir gun, bambaska bir gun olmali. O eski mutlu cumartesiler baska bir takvimin kutsal gunleriydi. Bugunse kiyamet takviminin en lanetli en karanlik gunu. Bir daha olmamasi gereken bir gun!

Biliyorum; Isa bir cumartesi inecek yeryuzune, oluler bir cumartesi gunu dirilecek, dunyayi bir cumartesi gunu duman kaplayacak, gunes bir cumartesi gunu dogudan batacak, dunya bir cumartesi gunu yerlebir olacak. Bense bir cumartesi gunu yine uzaklardan gelecek bir sesi bekliyor olacagim..


Hiç yorum yok: